MOTOR TÜRLERİ
Benzinli motor, bir tür içten yanmalı motordur. Benzinli motorlarda kullanılan yakıt benzin olup, yakıt dizel motordan farklı olarak karbüratör adı verilen bir düzenek sayesinde, sıvı olarak değil buharlaşıp hava ile karışarak silindire girer.
Benzinin oksijen (hava) ile oluşturduğu karışım sonucunda yanma gerçekleşir. Yakıt hava karışımının silindirin içinde bir kıvılcım ile yanması sonucu bir patlama meydana gelir. Burada yine dizel motordan farklı yanmayı sağlamak için kıvılcım yani buji kullanılır. Patlamanın ortaya çıkardığı basınç, piston tarafından hareket enerjisine dönüştürülür.
Benzinli motorun çalışma prensibini oluşturan çevrim dört zamanlı çevrim ya da Otto çevrimiolarak da anılır. Bu çevrim 1876 yılında Alman mühendis Nikolaus Otto tarafından bulunmuştur. Çevrim dört aşamadan oluşur.
Emme: Karbüratörden gelen benzin-hava karışımı, emme sübabının açılması ile silindiriçine çekilir.
Sıkıştırma: Piston yukarı çıkarak benzin-hava karışımını sıkıştırır.
Yanma: Sıkışan ve ısınan karışım, bujiden çıkan kıvılcım ile tutuşur. Oluşan patlama ile piston aşağı doğru itilir. Hareket gücü bu aşamada üretilmiş olur.
Egzoz: Bu aşamada ise pistonun yukarı hareketi ile yanma sonucu oluşan gazlar egzoz sübabından dışarı atılır ve bir çevrim tamamlanarak, diğer çevrim yeniden başlar.
Dizel motor, oksijen içeren bir gazın sıkıştırılarak yüksek basınç ve sıcaklığa ulaşması ve silindir içine püskürtülen yakıtın bu sayede alev alması ve patlaması prensibi ile çalışan motor tipidir.
Daha özel bir tanımla, dizel motor oksijeniçeren bir gazın (genellikle bu atmosferik havadır) sıkıştırılarak yüksek basınç ve sıcaklığa ulaşması ve silindir içine püskürtülen yakıtın bu sayede alev alması ve patlaması prensibi ile çalışan bir motordur. Bu yüzden benzinli motorlardan farklı olarak ateşleme için bujiye ve yakıt oksijen karışımını oluşturmak için karbüratöre ihtiyaç yoktur.
İki zamanlı motor, içten yanmalı bir motortipidir. Daha yaygın olarak kullanılan dört zamanlı motordan farkı, pistonun lineer hareketlerinde 4 yerine 2 stroka sahip olmasıdır. Fakat bu iki strokta, 4 zamanlı motorda oluşan 4 işlemde (emme, sıkıştırma, yanma, egzoz) meydana gelmektedir. Yani emme ve sıkıştırma 1 strokta, yanma ve egzoz 1 strokta yapılır.
Bu motor tipinde emme ve egzoz sübapları yoktur. Emme ve egzoz işlemleri silindir içinde oluşan basınç farkları vasıtası ile yapılır. Piston yukarı hareket ederken, üst kısımdaki karışımı silindir içinde sıkıştırmaya başlar. Bu esnada pistonun yukarı hareketi ile krankbölümünde bir vakum oluşur ve karışım krank bölümüne dolar. Bu karışım yakıt, yağ ve havakarışımıdır. Sıkışan karışım buji ile ateşlenir ve patlama oluşur. Çıkan enerji pistonu aşağı iter.
Pistonun aşağı itilmesi ile egzoz çıkışı açılıp, emiş ağzı kapanır. Yanma sonucu ortaya çıkan atık gaz, egzoz borusundan atılır. Pistonun hareketi ile aşağıda sıkışan karışım, taşıma cebinin açılması ile pistonun üst kısmına dolar. Üst kısıma yeni karışım dolması ve egzoz gazının tamamen atılması ile çevrim tamamlanır ve diğer çevrim başlar.
Dört zamanlı motorlar, pistonun bir çevriminin 4 aşamada tamamlandığı motor tipleridir. İçten yanmalı motorlar sınıfında yer alırlar.
Motorlarda güç üretimi önce yakıtın içindeki kimyasal enerjinin ısı enerjisine dönüşmesi, sonra da bu ısı enerjisinin pistonu harekete geçirmesiyle gerçekleşir. Bir dört zamanlı motorda bu işlem şu aşamaları izler:
1. Yakıt ve hava karışımı pistonun dışarı hareketiyle dolar.
2. Karışım pistonun içeri hareket etmesiyle sıkıştırılır.
3. Sıkışmış karışım benzinli motorlarda bir kıvılcım ile tutuşturulur, dizel motorlarda ise yüksek basınç ve sıcaklık altında kendiliğinden tutuşur ve yanma gerçekleşir. Yanma sonucu açığa çıkan enerji ile piston dışarı doğru itilir. Bu sayede krank şaftıdöndürülür ve kinetik enerji elde edilmiş olur.
4. Pistonun geri dönüşü sırasında egzoz valfı açıktır ve egzoz gazları pistondan atılır. Döngü böylece başlangıç konumuna gelir ve 1. aşamadan itibaren işlemler yinelenir.
Motorun bir döngüsünü yukarıda anlatılan 4 aşamada tamamlamasından dolayı bu tip motorlara 4 zamanlı motorlar ismi verilir. Hareket halindeki benzinli bir araçta bu döngü dakikada ortalama 3.000-3.500 defa tekrarlanır.
İki zamanlı motorlara göre daha verimli olan 4 zamanlı motorlar günümüzde en çok kullanılan içten yanmalı motor tipidir. Ancak imalat aşamasında iki zamanlı motor daha ucuzdur. Fakat iki zamanlı motorun avantajı sadece bu adımda vardır. Çünkü sonrasında, yine dört zamanlı motor avantajlıdır. Çünkü, üstte de yazdığı üzere dört zamanlı motor daha verimlidir. İki zamanlı motorlarda ayrıca:
Yakıt karışımının bir kısmı yanmadan egzoz gazı ile atıldığı için çevre ve yakıt ekonomisi konularında başarılı değildir.
Yakıt karışımının pistonun üst kısma ulaşması krank bölümü ile sağlandığından, krank bölümü devamlı yağlamaya maruz değildir ve yağlama yakıt karışımı içine karıştırılan yağ ile olur. Bu yağın yakılması çevre açısından zararlıdır.
İki strokta çalıştığı için pistonun her yukarı çıkışında yanma olur ve aşırı ısınma meydana gelir.
İki zamanlı motorların avantajı ise, soğuk havalarda daha kolay marş almalarıdır. Ancak dört zamanlı motorlar için bu durumu eşitlemek kolaydır: çoğu dört zamanlı motor donduğunda, karbüratöre (motor turbo şarjlıysa da interkol üzerinden karbüratöre) eter sıkılır, kolayca marş alır. Bu sayısız dejavantaja rağmen iki zamanlı motor kullanılan birçok dizel motor vardır. Ancak, iki zamanlı motorun kullanımı için uygun olan yer, küçük benzinli motorlardır (çim biçme makinası gibi).
GÖSTERGE PANELİ
MOTORLA İLGİLİ TERİMLER
Hava filtresi, motorun yakıtı tepkimeye sokma işlemi için ihtiyaç duyduğu oksijeni (O²) içeren havayı dışarıdan soğuran parçadır. Hava filtresi aynı zamanda dışarıdan gelen havayı temizleme görevini de üstlenir.
Buji, İçten yanmalı motorlarda yakıt-hava karışımını ateşleyen makine parçasıdır. Bujiler yüksek gerilimli elektriği iki elektrot arasından atlatarak kıvılcım oluştururlar. Silindir içinde basınç altında yanma noktasına yaklaşmış yakıt bu kıvılcım sayesinde ateşlenir. Motorun "yanma zamanı" böylece gerçekleşmiş olur.
Karbüratör, içten yanmalı motorlarda, motorun silindirlerinde yanacak benzin-hava karışımını sağlayan aygıt. Pistonların silindirdeki emiş gücüyle emilen hava, karbüratörün içinden geçerken bir miktar benzini de beraberinde sürükleyerek onu buharlaştırır ve oluşan gaz karışımı silindirlere girerek bujilerden saçılan kıvılcımla ateşlenir. Karbüratör, emilecek havayı ve karışacak benzinin oranını ek düzeneklerle otomatik olarak ayarlar. (Yeni nesil araçlarda kullanılmamaktadır.)
Egzoz manifoldu, silindir içindeki yanmış gazın çıkış borusudur. Genelde 4 adet silindirden çıkan boru birleşir ve katalizöre girer. İçteki silindir ile katalizör arası egzoz manifoltudur.
Alternatör, aracın motoru çalışıyorken aküyü şarj eder ve diğer tüm elektrik sistemlerine enerji sağlar. Alternatörler, doğru akım elde etmek için gereken çeviriciye sahip olmadıklarından doğru akım üreteçlerine göre daha basit, hafif ve dayanıklıdırlar. Bu dayanıklıkları sayesinde daha yüksek hızlarda çalışabilirler, böylece otomobillerdeki altenatörler motor hızının iki katı hızda dönebilir, bu da alternatörün rölantideki çıkış gücünü artırır.
Marş motoru, otomobillerde ilk hareketi sağlayan parçadır. Araçta marşa basıldığı anda marş motorunun dişlisi ile krank miline bağlı volan dişlisi birbirine geçerek marş motorunun oluşturduğu dönme kuvveti, volan dişlisi aracılığı ile krank miline aktarılır. Böylece motora ilk hareketi verilmiş olur.
Krank mili, eksantirik bir mildir ve pistondan aldığı alternatif doğrusal hareketi sürekli dairesel harekete çevirerek volan ve kavrama vasıtası ile vites kutusuna iletir.
Biyel kolu, pistonla krank milini birbirine bağlayan parçadır. Bir ucu perno yardımıyla pistona ve diğer ucu veya büyük tarafı ise krank pimi ile krank miline bağlanan biyel kolları, pistonun silindir içinde yaptığı eksenel hareketi dönme hareketine çevirerek krank milinin dönmesini sağlar. Motorun piston pernosu ile birlikte mekanik olarak en çok yüklenen parçalarındandır.
Piston (itenek), bir silindir içine 1000'de 7 boşluk olacak şekilde yerleştirilmiş disk şeklinde parça. Motor, pompa ve kompresörgibi makinelerda silindirden dışarı uzanan (biyel) piston koluna bağlı olarak kullanılır. Motorlu araçlarda kimyasal enerjiyi (benzin, mazot, lpg vb.) mekanik enerjiye çeviren düzenektir.
Akümülatör (Akü), elektrik enerjisini kimyasal enerji olarak depo eden, istenildiğinde bunu elektrik enerjisi olarak veren cihaz, araçlarda bulunan elektrik enerjisi kaynağı.
Çalışma prensipleri aynı olmakla beraber, günümüzde ise akümülatörler sadece araçlarda marş amaçlı olarak değil; elektrik enerjisinin depolanması ve gerektiğinde geri alınması / kullanılması amaçlı olarak da kullanılmaktadır.
Akünün görevi marş motorunu, ateşleme sistemini, doğru akımla çalışan tüm devreleri, ışık ve alıcıları beslemektir. Benzinli motorlarda kullanılan 12 voltluk akü, birbirine seri olarak bağlanmış altı adet elemandan meydana gelmiştir. Genellikle her eleman içerisinde, yine birbirlerine seri olarak bağlanmış 4 adet pozitif, 5 adet negatif yüklü plakalardan meydana gelir. Bu plakalar, kurşun-antimuan alaşımı petek üzerine, aktif maddelerin sıvanarak fırınlanmasından oluşur. Pozitif plakalar aktif madde olarak, kurşundioksit içerir. Negatif plakalar aktif madde olarak, saf kurşun içerir. Bu tür plakalar arasına, kısa devreyi önlemek için plakaları izole eden ayırıcılar yerleştirilir. Ayırıcılar, plakalar arasındaki kimyasal tepkimeyi engellemeyecek şekilde çok küçük gözenekleri bulunan plastiklerden yapılır. Akünün içinde Sülfürik asit saf su karışımı olan elektrolit konulur. Karışımda %39 asit, %61 su vardır.
Triger kayışı, Motorlarda silindir kapağında bulunan egzantrikler ile motor bloğunun en alt kısmında yer alan krank mili çıkıntısı arasında çalışan, kasnaklar ve rulmanlar yardımı ile boylamasına yerleştirilen kayışlardır. Motor tiplerine göre enlemesine de yerleştirilebilirler (Boxer motor tipleri) Egzoz ve emme subaplarını hareket ettirirler. İlk tahriki marş motorundan alan krank mili (sağlıklı ateşleme aldığını varsayarak) motoru çalıştırmak için Triger kayışı vasıtası ile egzantrikleri döndürmek isteyecek böylece motorun çalışmasını sağlayacaktır. Triger kayışı etkin olmadığı sürece motorların krank milleride hareketini devam ettiremeyeceğı için Triger kayışı motor subaplarından volan dişlisine kadar bağlantı kuran ana parçalardan biridir. Triger kayışı yapımında cam elyaf maddesi kullanılarak sağlamlığı arttırılmıştır. Yaklaşık olarak 1.5 ton yük taşıma kapasitesine sahiptir. Ancak buna rağmen sürekli metal dişlilere sürtündüğünden aşınıp kopabilmektedir. Bu yüzden her 5 yılda veya ortalama 40.000 ila 60.000 km arasında değiştirilmesi gerekir, ancak yeni jenerasyon motorlorda değiştirme peryodu 120.000 kilometreye kadar artırılmıştır.
Kam mili (Eksantrik), hareketini triger kayışı ya da zincirinden alır. Motorda görevi emme ve egzoz supaplarının zamanında açılmalarını sağlamaktır. İlkel 4 silindirli 8 supaplı motorlarda tek, 16 supaplı yeni nesil motorlarda 2 adet bulunur.
Supap, yay yardımıyla gergin tutulup yatağın düzlemine dik olarak gidip gelme hareketi yaparak bir akışkanın geçişini ayarlamaya yarayan kapağa denir. Supap, boru sistemlerinde gaz veya sıvı, motorlarda ise gaz geçişini kontrol etmeye yarar.
Egzoz, içten yanmalı motorlarda yanan gazın boşaltılmasına yarayan tertibata verilen addır. Motorda çevrim sonrasında oluşan atık gaz bu düzenekle dışarı atılır. Motorun egzoz manifoltundan son çıkışa kadar çeşitli susturucularla gürültü en aza indirilerek sessiz bir gaz boşaltımı sağlanır.
Dingil (aks), yalnızca eğilme gerilmelerinin etkisinde kalan, burulma gerilmelerinin etkisinde olmayan yani herhangi bir güç aktarmayan destekleme elemanıdır. Burulmaya da zorlanan makine elemanlarına mil denir. Genellikle tren, otomobil gibi ulaşım araçlarında, kendisine bağlı tekerlek ya da makine konstrüksiyonlarında taşıdığı dişli çarkları desteklemekle görevli elemanlar için kullanılır.
Debriyaj, motorla vites kutusu arasındaki irtibatı keserek vites değiştirme olanağı sağlayan aktarma organıdır. Ayrıca aracın kalkışı ve vitesteyken basılınca durmasını sağlar. Araç kalkerken debriyajdan yavaşça ayak çekilerek belli bir devirde araç kalkmalıdır. Döner haldeki bir parçanın hareketini aynı eksen üzerinde bulunan diğer bir parçaya iletmek veya iletilmekte olan bu hareketi istendiği zaman durdurmak amacıyla kullanılan tertibata kavrama adı verilir. Konumuz olan ve motorlu taşıtlarda kullanılan kavramalar krank mili ekseninde olmak üzere motorla vites kutusu arasına bağlanmış olup, motordan vites kutusuna hareket iletimini sağlar ve istendiği zaman, motor çalışmasına devam ettiği halde, bu hareket iletimini durdurur.
Debriyajın görevi şu şekilde özetlenebilir:
İlk hareket sırasında motorun hareketini tekerleklere tedricen ileterek taşıtın sarsıntısız olarak harekete geçişini sağlamak.
Taşıt hareket halinde iken vites durumlarını değiştirmek için motordan vites kutusuna hareket iletimini geçici olarak kesmek.
Gerekli hallerde motorla güç aktarma organlarının bağlantısını kesmek.
Debriyaj kavrama ve bırakma ile güç iletim yürüten mekanik bir aygıttır, özellikle tahrik milinden sürüş miline kadar güç iletimini sağlar.
Debriyajlar güç iletiminin ya da hareketin miktar ya da süreyle kontrol edilmesini sağlayan cihazlardır.
Şanzıman (vites kutusu), motordan, baskı balata (kavrama) yolu ile aldığı hareketi istenilen tork değerinde, şaft veya diferansiyele ileten aktarma organıdır.
Şanzımanın görevleri;
Araç dururken motorun çalışır vaziyette kalmasını sağlamak (boş vites veya N).
Debriyaj yardımıyla döndürme momentiniarttırarak aracın kalkışını sağlamak (1.vites).
Yol ve trafik durumuna göre araca en uygun olan hızı ve torku (momenti) seçebilmeyi sağlamak (2,3,4.vites).
Seçilen uygun vites ile yüksek hızlarda dahi ekonomik sürüşün mümkün kılınması (5.vites).
Motor gücünün aracı gerektiğinde geri de hareket ettirebilmesi (geri vites veya R).
Şaft, motordan aldığı dönme hareketini tekerleklere iletir. Mafsallar sürüş açısına göre şafta gerekli esnekliği sağlarlar. Motordaki gücü inhiraf ettirerek(döndürerek) tekerlere aktaran aktarma organının adıdır.
Diferansiyel, bir akstaki iki teker arasındaki devir dengesini sağlar. Özellikle virajlara sol ve sağ tekerler farklılık gösterdiği için gereklidir. Arka köprüde bulunan bir düzendir, arka tekerleklerin farklı dönmesini ve tork artışını sağlar. Şafttan aldığı hareketi 90 derece döndürerek akslara iletir.
Virajda iken örneğin sağa dönülecekse sağda bulunan arka tekerleğin az soldakinin ise daha fazla dönmesi gerekir(Arkadan itişli bir araca göre). Eğer ikisi de eşit dönerse aracın dönüşü zorlanacak ve hatta şasi ya da aks kırılacaktır. Diferansiyel bu gerekliliği algılayan ve tekerlere duruma göre güç ileten mekanik dişli sistemidir.
Endüksiyon bobini (ateşleme), benzinli motorlarda silindir içinde sıkıştırılan hava-yakıt karışımının ateşlenmesi için kullanılan mekanik parça. Ateşleme bobini birer uçları ortak iki sargıdan oluşur. Birincil (primer) sargıda 0.7-1,0 mm bakır telden 100-150 tur kullanılır. Yüksek gerilim çıkışı sağlayan ikincil (sekonder) sargı ise çok ince bakır telden 100.000 tur kadar sarılmış ve her iki bobin manyetik bir çekirdek üzerinde, izolasyon sağlayan trafo yağı ile dolu bir silindir içine yerleştirilerek kapatılmıştır.
Distribütör (dağıtıcı), içten yanmalı motorlarda, indüksiyon bobini ile elde edilen yüksek gerilimli elektrik akımını bujilere dağıtan elemana denir.
Radyatör, aracın ön tarafındaki ızgaralı bölüme monte edilmiştir. Soğuk hava bu ızgaralardan geçerek radyatörü soğutur. Radyatör, soğutma sıvısının pompalandığı silindir ve motor bloğu boyunca dolaşan soğutma kanalları ile bağlantılıdır. Bu sıvı genelde etilen glikol (antifriz) ile karıştırılmış sudur.
Akışkan, radyatörden motora kapalı bir sistem içinde hareket eder, bu hareketi esnasında motor parçaları üzerindeki ısıyı radyatöre taşır.
Yakıt filtresi, Yakıt (benzin/dizel) içerisinde olabilecek katı pisliklerden süzme işlevi gören parçadır. Depodan motora giden yakıt hattı üzerinde ve/veya yakıt deposunun içinde, genelde sol taraftaki (sürücü arkasındaki) yakıt deposu kapağının içinde bulunur. İçten yanmalı motora sahip araçların büyük bölümünde bulunmaktadır.
Regülatör, LPG tankından gelen sıvı LPG’nin, motor suyundan aldığı sıcaklıkla ısıtılarak buharlaşmasını sağlamaktır. Ardından buharlaşan bu gazı, diyafram vasıtası ile karbüratör veya sıralı sistemlerde bulunan enjektörlere gönderir.
Enjektör, araçlarda bulunan yanma odalarına yakıt püskürtme eylemini gerçekleştiren mekanizmadır.
Çalıştırma Prosedürü
- El freninin çekilmiş olduğundan emin olunuz
- Vites kolunu boşa alınız
- Kavrama pedalına tam olarak basınız.
- Kontak anahtarını AVV pozisyonuna çeviriniz ve motor çalışmaya başlar başlamaz anahtarı serbest bırakınız.
Motorun Çalıştırıldıktan hemen sonra ısıtılması
- Motoru orta devirlerde çalıştırarak, yavaşça ileri doğru hareket ediniz. (Aniden gaz vermeyiniz.)
- İlk birkaç kilometrede motoru fazla zorlamayınız. Su sıcaklık gösterge ibresi kıpırdayana kadar beklemeniz tavsiye edilir.
Motorun Durdurulması
- Motor rölantide çalışıyor iken, kontak anahtarını STOP pozisyonuna çeviriniz.
- Otomobilinizi zor koşullarda kullandıktan sonra, motoru durdurmadan önce soğutma suyu sıcaklığı düşene kadar bir süre rölantide çalıştırınız.
PARK ETME
- Motoru durdurunuz, el frenini çekiniz.
- Eğer Otomobil yokuş yukarı duruyor ise birinci vitese; yokuş aşağı duruyor ise geri vitese takınız ve tekerlekleri yolun kenarına veya kaldırıma doğru çeviriniz.
- Akünün boşalmaması için, kontak anahtarını MAR pozisyonunda bırakmayınız.
EL FRENİ
- Otomobil hareket edemez hale gelene kadar el frenini yukarı doğru çekiniz.
- Otomobil düz bir yerde duruyor iken genellikle dört veya beş klik sesi yeterlidir.
- Eğimli yerlerde veya otomobil yüklü iken dokuz veya on klik sesi duymanız gerekebilir.
- El frenini indirmek için hafifçe kaldırıp; butona basılı tutarak kolu indiriniz. Bu esnada otomobilin kaymasını önlemek için frene basınız.
GÜVENLİ KULLANIM
Direksiyona geçmeden önce;
- Farlar dahil bütün lambaların düzgün bir şekilde çalıştığından emin olunuz.
- En iyi sürüş pozisyonu için; koltuğunuzu, direksiyon ve kapı aynalarını ayarlayınız.
- Başlıkları boynunuzu değil, kafanızın arka kısmını destekleyecek şekilde ayarlayınız.
- Pedallara basıldığında herhangi bir şeyin engel teşkil etmediğinden (Paspas, Su Şişesi vs.) emin olunuz.
- Emniyet kemerini takınız.
- Bagajdaki eşyaların düzenli olarak yerleştirilmiş olduğunu kontrol ediniz.
- Ön panel üzerine ön camdan gelen ışıkların yansıtma yapmaması için kağıt veya şeffaf cisimler koymayınız.
- Seyahatten önce ağır yemekler yemeyiniz.
- Otomobilinizin periyodik kontrollerini yapmayı unutmayınız.
- Seyahat esnasında kavrama pedalını ayağınızı dayadığınız bir yer olarak kullanmayınız; bu kavramanın erken aşınmasına neden olabilir.
- Otomobilinizi kesinlikle yokuş aşağı salmayınız (motor çalışmıyor iken) bu şekilde motor freni, hidrolik fren sistemi ve hidrolik direksiyonun desteğini kaybedeceğinizden dolayı, frenleme ve direksiyonun çevrilmesi için daha çok kuvvet gerekecektir.
OTOMOBİLİN GECE KULLANILMASI
- Gece otomobil kullanmak daha zor olduğundan çok daha dikkatli olunuz.
- Yol aydınlatılmamış ise yavaşlayınız.
- İlk uyku belirtilerinde durunuz.
- Önünüzde giden araçlar ile aranızdaki takip mesafesini gündüz olduğundan daha fazla bırakınız.
- Far ayarlarının yapıldığından emin olunuz.
- Otomobilinizi sadece şehir dışında kullanıyorsanız ve diğer sürücüleri rahatsız etmediğinden eminseniz, uzun farları kullanınız.
- Uzun farlarınız yanıyor ise; karşı yönden gelen araçlar ile karşılaştığınızda uzun farlarınızı söndürüp, kısa farlarınızı kullanarak bu araçların yanından geçiniz.
- Bütün lambaların temiz olduğundan emin olunuz.
OTOMOBİLİN YAĞMURDA KULLANILMASI
- Islak bir yolda, asfalt üzerinde lastiklerin yol tutuşu önemli ölçüde azaldığı için her türlü manevra daha zordur. Bu sebeple fren mesafesi daha fazla olup, yol tutuşu daha azdır.
- Hızınızı azaltıp, önünüzdeki araç ile aranızdaki güvenlik mesafesini daha fazla tutunuz.
- Yağmur yağarken görüş mesafesi azalacağından gündüz bile olsa kısa farlarınızı yakınız.
- Su birikintilerinden hızlı geçmeyiniz ve geçerken direksiyonu sıkı tutunuz. Aksi halde “Su Yastığı” oluşabilir.
- Görüş probleminden kaçınmak için, hava yönelticilerinin pozisyonlarını camların buğusunu alacak şekilde ayarlayınız.
- Periyodik olarak sileceklerin durumunu kontrol ediniz.
OTOMOBİLİN SİSTE KULLANILMASI
- Eğer sis yoğun ise zorunlu olmadıkça yola çıkmayınız.
- Gündüz bile olsa; kısa farlarınızı ve eğer varsa sis lambalarınızı yakınız.
- Sisli durumlarda otomobilinizin uzun farlarını yakarak kullanmayınız.
- Hızınızı azaltıp, önünüzdeki araç ile aranızdaki güvenlik mesafesini daha fazla tutunuz.
- Diğer araçları sollamayınız.
- Durmanız gerekirse yolunda dışında olduğunuzdan emin olunuz ve dörtlü flaşörlerle birlikte kısa farlarınızı yakınız.
OTOMOBİLİN DAĞLIK BÖLGELERDE KULLANILMASI
- Yokuş aşağı inerken frenlerin ısınmaması için küçük bir vitese takarak motor frenini kullanınız.
- Otomobilinizi kesinlikle yokuş aşağı salmayınız (motor çalışmıyor iken) bu şekilde motor freni, hidrolik fren sistemi ve hidrolik direksiyonun desteğini kaybedeceğinizden dolayı, frenleme ve direksiyonun çevrilmesi için daha çok kuvvet gerekecektir.
- Virajlara şeridiniz dışına çıkmadan ve yüksek olmayan hızlarda giriniz.
- Yokuş yukarı sollama yapmanın daha yavaş gittiğiniz için daha fazla mesafe gerektirdiğini unutmayınız.
- Yokuş yukarı giderken başka bir araç tarafından sollanıyorsanız, bu aracın geçişini kolaylaştırınız.
OTOMOBİLİN KARLI VE BUZLU YOLDA KULLANILMASI
- Yola çıkmadan önce silecek süpürgelerinin cama yapışmamış olduğunu kontrol ediniz.
- Klima sisteminin hava girişindeki karları temizleyiniz.
- Düşük hızda gidiniz.
- Eğer yol kar kaplı ise zincir kullanınız.
- Kesinlikle sert fren yapmayın, motor frenini kullanınız.
- ABS sistemi olmayan otomobillerde fren yaparken, fren pedalına uyguladığınız basıncı değiştirerek tekerleklerin kilitlenmesini engelleyiniz.
- Aniden gaza basmayınız.
- Kışın güneş görmeyen, kenarlarında ağaçlık ve kayalık bölgeler bulunan yollardan geçerken buzlar erimemiş olabileceğinden dolayı dikkatli olunuz.
- Önünüzde giden araçlar ile aranızdaki takip mesafesini fazla bırakınız.
YAKIT TÜKETİMİ VE EMİSYONLARIN AZALTILMASI
Genel Tavsiyeler
- Otomobilin periyodik bakımları ihmal edilmemelidir.
- Lastiklerin hava basıncı düşük ise, lastiğin dönme hareketine karşı direnci daha fazla olacağından yakıt tüketimi artar.
- Bagajdaki gerekli olmayan eşyaları boşaltınız.
- Eğer kullanılmıyor ise port bagajı sökünüz.
- Elektrikli cihazları sadece gerekli olduğunda kullanınız. Arka cam rezisdansı, ilave lambalar, ön cam silecekleri ve kalorifer fanı çok fazla enerji çektiğinden yakıt tüketimi artar. (Şehir içinde %25 civarında)
- Otomobilin dışındaki hava sıcaklığı uygun ise klima yerine havalandırma sistemini kullanınız.
- Gereksiz manevralardan kaçınınız.
- İlk hareket etmeye başladığınızda gaza yavaşça basınız.
- Trafik ve yol şartları uygun olur olmaz bir üst vitese geçiniz.
- Hızlanmak için küçük viteslerde gaza fazla basmak yakıt tüketimini artırır. Benzer şekilde yüksek viteslerin uygun olmayan şekilde kullanılması da yakıt tüketimini, emisyonları ve motorun aşınmasını artırır.
- Yakıt tüketimi hız ile orantılı olarak artar. Örneğin 90 km/sa hızdan 120 km/sa hıza çıkıldığında yakıt tüketimi %30 civarında artar.
- Hızınızı mümkün olduğunca sabit tutunuz.
- Gereksiz frenlemelerden kaçınınız.
- Motor soğuk iken sık kullanmak yakıt tüketimini %20 civarında artırır. Kısa mesafeler için otomobil yerine yürümeyi tercih ediniz.
- Uzun süre durmanız gereken yerlerde motoru kapatınız.
- Otomobilin trafiğin yoğun olduğu yerlerde kullanılması küçük vitesleri kullanmayı gerektireceğinden yakıt tüketimi artar.